23 Şubat 2007 Cuma

Cuma Cuma

Bugün cuma yani bloguma saçma sapan şeyler yazma günü. Bu yazımda şu an tam olarak neden bahsedeceğime karar vermedim, o yüzden serbest çağrışımla ilerlemek istiyorum. Öncelikle sabahları işe giderken radyo odtü'de dinlediğim modern sabahları bahsetmek istiyorum. Modern sabahları bilenler bilir, bilmeyenler için ege kayacan, fahir öğünç ve oktay demirci'den oluşan bir kadrosu var. 7'de başlayan programda ege kısa anonslarla saat 8'e kadar parçalar çalıyor. Ege'nin müzik zevkini çok seviyorum, genelde 80lerin güzel hitleri ile eski ve yeni rock parçalarını tercih ediyor. Saat 8'de sonra fahir ile oktay gelmesiyle gazeteler ve gündem üzerine bitmek bilmeyen geyikler başlıyor ki bunlar beni çok eğlendiriyor. Onun dışında konusu önceden belirlenmiş doğaçlama radyo piyesleri yer alıyor. Küçük mübaşir beni çok fazla açmasa da bence natınfırt hastanesi çok eğlenceli. Bunun dışında program boyunca çalınan çıngılllar da çok güzel. Zaten ezelden beri bu programın çıngıllarına hastayımdır, son zamanlarda dönmeye başlayan rock tarzındaki "bugün mükemmel bir gün olacak" ile ankara havaları ayarında olan "kaşıkla" cidden çok başarılı. Canlı dinleme şansı olanlar ki bundan kasıt ankarada olanlar mutlaka dinlemeye çalışsın, ankara dışındakiler ise radyo odtü'nün websitesinden podcastleri indirerek programın belirli kısımlarını dinleme şansına ulaşabilir. Efendim bu hafta modern sabahlardan bahsettik, bir dahaki hafta dönüş yolculuğuma renk katan Bay J hakkındaki blog yazımda görüşmek üzere.

20 Şubat 2007 Salı

Doğum günü

Bugün benim doğum günüm. Ne hissetiğimi inanın hiç bilmiyorum. İnsanlar genelde bu günlerinde mutlu, heyacanlı kıpır kıpır olurlar ama ben nedense böyle hissetmiyorum tam olarak. Yani doğduğum gün olduğu için, arkadaşlarım ve aile bireyleri tarafından arandığım, mesajlar aldığım için mutluyum ama diğer taraftan hala doğum günümde yanımda olmasına alıştığım kişilerin yakınımda olmamasına alışamadım ve sanki hiç bir zaman da alışamayacağım. Orçun, Gizem ikinizi de çok özlüyorum, keşke en mutlu olmam gereken bu günümde sizin de sesinizi duyabilseydim, güzel mesajlarınızı alsam, gözlerinizin içine bakıp bir iki laf edebilseydik. Oralardan bana gülümsediğinize eminim, ben de sizi çok seviyorum.

16 Şubat 2007 Cuma

Zaman Makinesi

Bugün cuma, haftanın en sevdiğim günü. Cuma günü işten çıkıp evime gittiğim zaman kendimi çok mutlu hissediyorum ama o andan itibaren birden zaman hızla akmaya başlıyor, sanki biri zaman akış kolunu + yönüne çeviriyor. Etrafımda uçuşan çeşit çeşit renkler, ışık noktacıklarının uzayıp çizgi halini almasına görmesem de zamanın akışındaki bu hızlanmayı fark etmemek imkansız. Cuma akşamı evimde ya da pınar'da mutlu mutlu otururken, gözümü kapatıp açmamla pazar gecesine akrebin 12'e yaklaştığı ana hızlı bir ışınlanmam söz konusu oluyor. Bu nedenle pazar gecesi saat 12 olunca tekrar beni cuma akşamına atacak bir sistem geliştirme çabalarına giriştim. O yüzden justin, interpol, çok sevdiğim yakın dostum ceza'yı arayarak şimdilik albüm çalışmalarına ara verip, kendimi bu bilimsel çalışmaya adamaya ve benim gibi sıkıntı çeken tüm insanlara yardım etmeye karar verdiğimi açıkladım, bu karırım karşısında son derece üzüldüklerini seslerinden anlasam da bana dostlarım olarak verdikleri destekten çok mutlu oldum. Makinanın çalışma prensibi çok basit olacak, pompa fabrikasında çalıştığım için, bu mantığı zaman makinama da aktaracağım. Emme ucunu pazar 12'e basma ucunu da cuma 18'e ayarlayacağım ve bingo pat diye cumaya geri dönmüşüm. Daha draft halinde olan çizimlerinmi belki ilerde sizinle de paylaşırım.

9 Şubat 2007 Cuma

Debut albümüm yakında piyasalarda

Seçkin'in blogunu( http://stokgoz.blogspot.com/) takip edenler bilirler, kendisinin oraya koyduğu karaoke videosunu iş yerinde söylerken, patronların beni keşfetmesi sonucunda bir albüm teklifi almış bulunuyorum. Patronumun sahip olduğu Özsincan Plak A.Ş Lti Şti müzik şirketi daha çok sincan sound ve ankara havaları temalı müzikler ile pazarda önemli bir yere sahip. Bu albüm çalışmasında ben batı müziği ve sincan soundunu bir potada eritip füzyon tabir edebileceğimiz yenilikçi bir sound yakalama çabasında olacağım. Şimdiden prodüktörümle beraber çeşitli önemli müzik adamları ve vokallerle bağlantı haline geçtik. Bir debut albümü için hiç fena sayılmayacak bu kişiler arasında genç kızların sevgilisi Justin Timberlake, hip-hop dünyasının önemli kişilerinden bayan Miss Elliot, folk ve american rock soundunu icra eden başarılı sanatçı Sarah Brightman ve de çıkardıkları iki albümle büyük başarı yakalayan Interpol bulunuyor. Tabiki dünyaca ünlü bu sanatçıları dışında Türkiye'nin kendi kulvarlarında başarılı isimlerinden Ceza, Ferhat Göçer ve Şebnem Ferah da iletişimin içinde olduğumuz önemli kişiler. Albüm kayıtları geçen hafta sincan'da "eski sanayi stüdyo"da başladı, mastering işlemleri ise Londra'nın ünlü stüdyolarından Abbey Records Studio'da olacak. Şimdiden bu yolda bana destek verenlere teşekkür ederim, gelişmeleri blogumdan takip edebilirsiniz. "Pump up Sincan" isimli single albüm mart sonunda müzikevleri ve kitapçılarda yerini alacak, diğer taraftan itunes'dan da bu parçaları 99 cent karşılığı yasal olarak bilgisayarınıza indirip ipodunuzadan dinleyebileceksin. Korsanla savaşta verdiğim haklı savaşta yanımda olacağınıza eminim. En yakın zamanda siz hayranlarım ve sevenlerimle buluşmak üzere. F..k east west, sincan is the best side. Sincan ruleez maaaan.

6 Şubat 2007 Salı

ISD - PDSO

Evet burdan size gururla bildirmekten memnuniyet duyarım ki yeni bir oluşumun başlangıcını attım. Bu oluşum toplumun her kesiminden, her ülkeden bireye açıktır. Ben son derece kutsal ve önemli bir misyon doğrultusunda bir araya geldiğimizi ve gelecek nesiller için hayatı değiştirebileceğimizi düşünüyorum. Bu hedefi başarmak için sizin desteğinize ihtiyaçım var. Damla damla büyüyeceğiz, birken iki, ikiyken on, sonra ise milyonlara ulaşacağız. Evet sevgili dostlarım, bacılarım, kardeşlerim, bradırlarım, sisterlarım artık Türkiye'nin ve Dünya'nın ihtiyaç duyduğu taze kan burada. Artık tüm husumetleri sonlandıracak, çevreyi koruyacak, açlıkları sonlandırıp savaşları bitirecek örgüt burada, Ispanak Sevmeyenler Derneği (People Dislike Spinach Organization) resmen kurulmuştur. Aramıza bizden biri gibi gözüküp bizi içten yıkmaya çalışan Diego gibi insanlar çıkacaktır ama biz öyle bir kenetleneceğiz ki aramıza girmeye çalışan bu mikropları bu hastalıkları sistemimizden uzak tutacağız. Yaşasın ISD Yaşasın Özgürlük. Lütfen aramıza katılmak isteyenler commentleriyle bana destek olsunlar.

2 Şubat 2007 Cuma

Kar

Bugün sabah beyaz bir ankara'ya uyanmanın sevincini ve hüznünü bir arada yaşadım. Hüzün kısmı zaten korkunç olan sabah trafiğinde evimden kalkıp sincan'a gider iken yağan kar nedeniyle yaşanacak sıkıntılar ile ilgiliydi. Sevinç ise hiç kuskusuz uzun bir aradan sonra şehrin bütün pisliğini ve düzensizliğini kapatan o güzel örtü ile rastlaşmanın heyecanıydı. Bugün işe gelmeyi inanın hiç istemedim, şöyle yağan kar ve oluşan manzarayı pencereden izleyip, kahvemde yavaş yudumlar alıp gazeteyi okumak, daha sonra ise beremi, atkımı, eldivenlerimi alıp evimin oralarda güzel bir yürüyüşe çıkmak içinden geçen tek şeydi. İş hayatı okul hayatına hiç benzemiyor, aman bu dersi asayım da evimde oturayım, nasıl olsa sonra notları alır çalışırım diyip istediğinizi yapamıyorsunuz bu da anne babanın söylediği "okul yılları hayatınan en güzel günleri, bunun değerini bil" sözünü kanıtlıyor. Bir gün yine böyle evimden çıkmak istemediğim bir gün annemi iş yerimi arattırıp, "barın bu gün hasta müdür bey, ateşi var çok, dinlense çok iyi olur" dedirtip, oturup evimde istediklerimi yapsam nasıl olur acaba.